Jane Eyre Yolculuğu / Kitap Yorum #1
Jane Eyre / Kitap İncelemesi
Jane Eyre, Charlotte Bronte'nin kadının gücünü öne çıkardığı ve
erkek egemen bir toplumda kadınların ne konumda olduğunu gözler önüne seren
nadide bir eserdir. Victoria dönemindeki kadın erkek eşitsizliğini eserde açıkça
görüp anlayabiliriz. Eserin bir diğer özelliği ise döneminde bu eşitsizlikten
nasibini almış Bronte kardeşlerden izler görmemizdir. İngiliz edebiyatının
başyapıtlarından olan bu eseri daha yakından inceleyelim.
Jane Eyre ailesini kaybetmiş öksüz ve yetim bir kızdır. Özünde cesaretli,
bilgin ve erdemli birisidir ancak ailesini kaybetmesiyle geldiği dayısının
evinde dayısının ölümüyle beraber yengesinin insafına kalarak sefil bir yaşam
sürmektedir. Kuzenlerinin zorbalıklarına uğrayan ve bu hayatta özgürlükten
başka hiçbir şey istemeyen Jane dayısının öldüğü odaya ceza olarak kapatılınca
işler yolundan çıkar. Bu oda onun sinir krizleriyle çıkartılıp yengesi tarafından
yatılı okula gönderilmesine sebebiyet verir. Onun için yatılı bir okula gitmek kurtuluşun
ilk adımıdır. Ne var ki gideceği okulun müdürüne yengesi tarafından yalancı ve
küstah bir çocuk olarak anlatılır ve ıslah edilmesi için dualar edilerek evden gönderilir.
Jane bu okulda daha önce yaşamadığı birçok duyguyu yaşar ve
deneyimler. Helen adında bir arkadaşı olur ve Helen kısa bir süre sonra
hastalıktan ölür. Burada yazarın aynı şekilde ölen ablasına gönderme olduğu
bilinir. Jane burada aşağılanmaya da erdeme de kavuşur. Burada yetişir ve
burada öğrenir. Dönemin de etkisiyle kitapta Fransızca ön plandadır. Ve baş
karakterimiz Jane elbette Fransızca öğrenir. Kayıplarıyla, üzüntüleriyle ve
acılarıyla büyüyüp gelişen bu kadın artık bir kuş kadar özgür olmanın
temellerini atmak üzere mürebbiyelik için bir ilan yayınlamaya karar verir. Kısa
bir süre sonra yayınladığı ilana Tornfield malikanesinde hizmetli olan Bayan
Fairfax yanıt verir. Başlarda Jane patronunun bu kadın olduğunu düşünse de
oraya gittiğinde patronunun Bay Rochester adında bir adam olduğunu öğrenir ve minik
öğrencisi Adele ile tanışır. Adele ile tatlı bir bağ oluşturan Jane mürebbiyelik
işini sevmeye başlar.
Bir gün mektupları postaya vermek için yola çıkan Jane sonunda Bay
Rochester ile tanışır. Başlarda bu garip adam ona çok yabancı gelse de zamanla
aralarındaki bağ kendiliğinden örülmeye başlar. Devamında Jane ve Bay Rochester’ın
romantik ilişkisi ve karmaşıklığı konu edinir. Jane her ne kadar bu adamı sevse
de Bay Rochester’ın sırlarına erişemez. Jane bu yolculukta çoğu kadının
yapamadığı birçok zorluğu göğüslenir ve hayatını bambaşka şekillerde devam
ettirir.
Victoria döneminde oluşan kadının yerinin ev olduğuna ve fiziksel
yeterliliğinin yalnızca buna yetebildiğine, erkeğin ise zorlu işlerle mücadele
edip her zaman güçlü olan taraf olmasının izlerini Jane Eyre’de görmek mümkün.
Bir kadının iş ararken bile ev sınırları içerisinde olması dönemin kadın erkek
eşitliğine yaklaşımını açık bir şekilde ifade eder. Yazarın kendisi bile bu
dönemde kadına verilen yükümlülüğün ev sınırlarıyla çizilmesinden dolayı kendisine
erkek takma isimler verir. Çünkü kimse kadın bir yazarın iyi bir iş çıkartabileceğine
inanmak istemez. Romanda tüm bu izlenimlerin ardından baş karakter duruşuyla ve
özgüveniyle dönem kadınlarının rolünü hayli yükseltmiş olup kadına bakış
açısının vizyonunu da yükseltmiştir. Jane Eyre kadına yüklenmiş bütün tabuları
yıkarak bambaşka bir şekilde yaşamını sürdürür. Kitabın sinemaya uyarlanmış birçok versiyonu
vardır fakat en gözde olanı 2006 yapımı Susanna White yönetmenliğindeki ve 2011
yapımı Cary Joji Fukunaga yönetmenliğindeki versiyonudur.
Kitabın alıntıları;
❝
Dikkatsizim. Kuralları unuturum. Ders çalışmam gereken zamanlarda kitap okurum.
Düzensizim. Bazen, senin gibi, programlanmış bir düzene dayanamıyorum. ❞
❝Yoksulum, kimsesiz, ufak tefek, gösterişsizim diye duygusuz,
ruhsuz muyum sanıyorsunuz?
❞
❝Ben bir kuş değilim ve hiçbir ağ beni kapana kıstıramaz: Ben kendi bağımsız iradesine sahip, özgür bir bireyim! ❞
❝Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. ❞
· ❝Bütün dünya senden nefret etse ve hepsi yalancı olduğuna inansa
bile eğer senin vicdanın rahatsa başını dik tutmalısın. ❞
Yorumlar
Yorum Gönder