Jane Eyre Yolculuğu / Kitap Yorum #1

 Jane Eyre / Kitap İncelemesi 



Yazarı: Charlotte Bronte
Yayın yılı: 1847
Karakterler: Jane Eyre, Edward Rochester, Bertha Mason, St. John Rivers
Türler: Aşk, gotik kurgu 

Jane Eyre, Charlotte Bronte'nin kadının gücünü öne çıkardığı ve erkek egemen bir toplumda kadınların ne konumda olduğunu gözler önüne seren nadide bir eserdir. Victoria dönemindeki kadın erkek eşitsizliğini eserde açıkça görüp anlayabiliriz. Eserin bir diğer özelliği ise döneminde bu eşitsizlikten nasibini almış Bronte kardeşlerden izler görmemizdir. İngiliz edebiyatının başyapıtlarından olan bu eseri daha yakından inceleyelim.  

Jane Eyre ailesini kaybetmiş öksüz ve yetim bir kızdır. Özünde cesaretli, bilgin ve erdemli birisidir ancak ailesini kaybetmesiyle geldiği dayısının evinde dayısının ölümüyle beraber yengesinin insafına kalarak sefil bir yaşam sürmektedir. Kuzenlerinin zorbalıklarına uğrayan ve bu hayatta özgürlükten başka hiçbir şey istemeyen Jane dayısının öldüğü odaya ceza olarak kapatılınca işler yolundan çıkar. Bu oda onun sinir krizleriyle çıkartılıp yengesi tarafından yatılı okula gönderilmesine sebebiyet verir. Onun için yatılı bir okula gitmek kurtuluşun ilk adımıdır. Ne var ki gideceği okulun müdürüne yengesi tarafından yalancı ve küstah bir çocuk olarak anlatılır ve ıslah edilmesi için dualar edilerek evden gönderilir.

Jane bu okulda daha önce yaşamadığı birçok duyguyu yaşar ve deneyimler. Helen adında bir arkadaşı olur ve Helen kısa bir süre sonra hastalıktan ölür. Burada yazarın aynı şekilde ölen ablasına gönderme olduğu bilinir. Jane burada aşağılanmaya da erdeme de kavuşur. Burada yetişir ve burada öğrenir. Dönemin de etkisiyle kitapta Fransızca ön plandadır. Ve baş karakterimiz Jane elbette Fransızca öğrenir. Kayıplarıyla, üzüntüleriyle ve acılarıyla büyüyüp gelişen bu kadın artık bir kuş kadar özgür olmanın temellerini atmak üzere mürebbiyelik için bir ilan yayınlamaya karar verir. Kısa bir süre sonra yayınladığı ilana Tornfield malikanesinde hizmetli olan Bayan Fairfax yanıt verir. Başlarda Jane patronunun bu kadın olduğunu düşünse de oraya gittiğinde patronunun Bay Rochester adında bir adam olduğunu öğrenir ve minik öğrencisi Adele ile tanışır. Adele ile tatlı bir bağ oluşturan Jane mürebbiyelik işini sevmeye başlar.

Bir gün mektupları postaya vermek için yola çıkan Jane sonunda Bay Rochester ile tanışır. Başlarda bu garip adam ona çok yabancı gelse de zamanla aralarındaki bağ kendiliğinden örülmeye başlar. Devamında Jane ve Bay Rochester’ın romantik ilişkisi ve karmaşıklığı konu edinir. Jane her ne kadar bu adamı sevse de Bay Rochester’ın sırlarına erişemez. Jane bu yolculukta çoğu kadının yapamadığı birçok zorluğu göğüslenir ve hayatını bambaşka şekillerde devam ettirir.

Victoria döneminde oluşan kadının yerinin ev olduğuna ve fiziksel yeterliliğinin yalnızca buna yetebildiğine, erkeğin ise zorlu işlerle mücadele edip her zaman güçlü olan taraf olmasının izlerini Jane Eyre’de görmek mümkün. Bir kadının iş ararken bile ev sınırları içerisinde olması dönemin kadın erkek eşitliğine yaklaşımını açık bir şekilde ifade eder. Yazarın kendisi bile bu dönemde kadına verilen yükümlülüğün ev sınırlarıyla çizilmesinden dolayı kendisine erkek takma isimler verir. Çünkü kimse kadın bir yazarın iyi bir iş çıkartabileceğine inanmak istemez. Romanda tüm bu izlenimlerin ardından baş karakter duruşuyla ve özgüveniyle dönem kadınlarının rolünü hayli yükseltmiş olup kadına bakış açısının vizyonunu da yükseltmiştir. Jane Eyre kadına yüklenmiş bütün tabuları yıkarak bambaşka bir şekilde yaşamını sürdürür.  Kitabın sinemaya uyarlanmış birçok versiyonu vardır fakat en gözde olanı 2006 yapımı Susanna White yönetmenliğindeki ve 2011 yapımı Cary Joji Fukunaga yönetmenliğindeki versiyonudur.

Kitabın alıntıları;

         Dikkatsizim. Kuralları unuturum. Ders çalışmam gereken zamanlarda kitap okurum. Düzensizim. Bazen, senin gibi, programlanmış bir düzene dayanamıyorum.

  Yoksulum, kimsesiz, ufak tefek, gösterişsizim diye duygusuz, ruhsuz muyum sanıyorsunuz?

  Ben bir kuş değilim ve hiçbir ağ beni kapana kıstıramaz: Ben kendi bağımsız iradesine sahip, özgür bir bireyim!

     Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır.

·  Bütün dünya senden nefret etse ve hepsi yalancı olduğuna inansa bile eğer senin vicdanın rahatsa başını dik tutmalısın.

 

Kaynak: Jane Eyre, Can yayınları, Çevirmen: Nihal Yeğinobalı

Yorumlar